Sevgili okurum,

Günlerden 28 Ekim 2023. Günün anlam ve önemi çok büyük. Yarın Cumhuriyetimizin 100. yaşı. Biraz buruk geçiyor gibi. 100 yılın sonunda geldiğimiz noktada Mustafa Kemal Atatürk’ün ideallerine ne kadar yaklaştık, bilemiyorum. Bence yanına dahi yaklaşamadık.

Büyük İdealler ve Büyük Fikirler

Atatürk’ün idealleri ve fikirleri beni her zaman etkilemiştir. Ülkemde değer üretme, fikir üretme gayem varsa bu sebepledir. Yapabileceğimiz çok şey var. Biz gençler olarak bize çok şey düşüyor. Anne, baba, dede, nenelerimizin kararları bizi bugünlere getirdi, bayrak değişimi maalesef olmadığını düşünüyorum. Biz gençlere emanet edilenin cumhuriyetin genç bir evladı olarak bunu üzülerek söylüyorum. Biz ülke olarak üretim fikrini edinemedik. Kolektif çalışabildiğimizi düşünmüyorum. En ufak projelerde bile bir arada çalışamıyor, aynı fikir etrafında toplanamıyoruz. Bu yazım ülkemizin insanlarını kötüleme yazısı değildir. Tam tersi ülkemizdeki bazı yanlışları dile getirip nasıl çözebileceğimizin yazısıdır. Bazen babamla tartıştığımızda bir noktaya varıyoruz; eğitim. Eğitimle başlamalı değil mi her şey. Bize birlikte çalışmanın eğitimi verilmedi. Belki de eksik noktalarımızdan biri de budur.

Birlikte Çalışmak Üzerine

Küçüklüğümüzde bize verilmiş grup ödevlerini hatırlıyor musunuz?

O grup ödevleri grup olarak yapılmıyordu. Genelde bir veya iki kişinin yaptığı ödevlerdi. Bizler bir şeyler başarmak istiyorsak ilk başta bunu çözmemiz gerektiğine inanıyorum. Kolektif bilinç çok değerlidir. Bir arada aynı fikir üzerine toplanabilmek çok değerlidir. Bizler aynı fikir etrafında toplanabilmeyi öğrenmeliyiz. Nasıl, Atatürk bizi tek bir fikir etrafında birleştirdiyse biz de aynı fikir etrafında birleşebilmeliyiz. Geçen günlerde James Webb Uzay Teleskobunun yapılış hikayesini izledim. 10 binden fazla kişi yıllarını aynı fikre vermiş ve sonucunda inanılmaz başarılar elde etmişlerdi. Burada önemli noktalardan biri de her birinin çok değerli insanlar olması, yani yoldan geçen 10 bin kişiden bahsetmiyoruz, en başarılı mühendisler, tasarımcıların bulunduğu 10 bin kişiden bahsediyoruz. Böyle projelere hayranlık besliyorum. Biz niye yapamıyoruz? Bence yapabiliriz, bence başarabiliriz. Piyon Akademi’de 21 Haziran 2023’te sırf bu konu üzerine konuşmuştum. Ekibime bir şeyler katmayı değerli buluyorum. Onların farkında olmasını, aynı fikir etrafında toplanabilmemizi değerli buluyorum ve bunun için de bir eğitim düzenledim. Sonucunda Piyon İkonik projesini yaparak eğitimi tamamlayacaktık. Grupta 18 kişi vardı. Eğitimi almak isteyen kişi sayısı ise yaklaşık 10 kişiydi. Tek kişi olarak birkaç hafta çalışarak tamamlayabileceğim bir projeydi. 10 kişi çalışarak nasıl bir sonuç çıkardı? Bunu test etmek istedim. Bir sonuç çıkamazmış. Bizden bir şey olmazmış veya benim yönettiğim bir ekipten bir şey olmazmış. Suç bende mi bilmiyorum ama bunun üzerine düşünmeyi değerli buluyorum.

Eğitimden Notlarım:

Önce Matrix serisine değinmiştim. Hayranlık uyandırıcı değil mi? Binlerce ismi jenerikte yazılıydı o kadar başarılı bir projeydi ki saygımdan dolayı 8-10 dakikalık jeneriği de izlemiştim. Türk isim tabii ki yoktu. Ya da ben fark edemedim bilemiyorum 😟. Matrix film tarihinde de önemli yere sahiptir buna değinmeyeceğim. Burada önemli olan bir fikir var. Bu fikir etrafında toplanmış insanlar var. Bu insanlar aynı fikir etrafında çok değerli işlere imza atabiliyor. Mesela Greenlerin Büyükşehir Macerasına da değinmiştim. Çizgi dizileri çok seviyorum. Jeneriğinde yaklaşık 76 kişinin ismi yazıyor. Stüdyolarla falan çalıştıklarını düşünürsek 100’den fazla kişi olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Sonra Türk çizgi dizi olan Kral Şakir’e baktım. Seslendirme haricinde 9 kişi saydım. Birinde 100’den fazla kişi çalışıyor birinde 9 kişi çalışıyor. Üstelik burada nitelik farkı da var. Greenlerin Büyükşehir Macerasının sanat yönetmeni bir diğer çok sevdiğim çizgi dizi olan Gravity Falls (Esrarengiz Kasaba’nın) da sanat yönetmeni. Gideceğimiz çok yol var arkadaşlar. Gideceğimiz, gitmemiz gereken çok yol var.

Piyon İkonik Projesi

Bu projeye karşı çok heyecanlıydım. Sonucunda ekipten sadece Berrak çalıştı desem yanlış olmaz. Yazılarda da Buğse ve Tuğberk’in de emeği vardı. Bugün hatta Berrak, projenin neden hazır olmadığını biraz yakınarak bana ifade etti. Nasıl hazır olsun ki? Proje sayfasındayım ve ilk kez proje için çalışmaya başladım her şey yarım yamalak yapılmış, İllustrasyonların 80 kadarı hazır değil. Yazıların 20-30 tanesi kadar hazır değil. Ee 100 tane ikonik tasarım yapacaktık nasıl ben bunu yayınlayacağım ki? Tek başıma projeyi ele alıp yapay zeka ile tamamen yapsaydım proje şu an yayındaydı. Birlikte çalışınca daha çok elimize yüzümüze bulaştırdık. Proje tamamlanacak mı? Evet, tamamlanacak. Ben el attım ve projeyi tamamlayacağım ancak bu şekilde olsun istemezdim. Birlikte çalışmanın özürlüsü olduğunu kabul etmenin zamanı gelmiştir belki, ikna olmadıysanız kendi yaşadığım örnekleri anlatmaya devam edeceğim.

Piyon Tasarım Dergisi Projesi

Tasarım dergisi çıkarmak için yaklaşık olarak 10 kişi çalışması yeterli oluyor hatta minimum 5 kişi diyebilirim. Ekim sayısı kaç kişi tarafından çıkarıldı? Sadece ben çıkardım desem yanlış olmaz herhalde. Ben artık yalnız değilim yine de, yapay zeka ile çalışıyorum. Tasarımı ve yazıların hazırlanmasında tamamen yapay zeka bana destek sağlıyor. Bu konuya dönmek istiyorum ama buradaki hatalardan bahsetmeye devam edeceğim. Tasarım dergisi 5 kişiyle çıkabilir demiştim. Bizim için önemli olan şey; içerikler. Sosyal medya tasarımları vs. Çok da kişiye gerek duymuyoruz kısaca. Biz bunu bile başaramıyoruz. Ben ekibe şunu söylüyorum. Türkiye’den Bauhaus Çıkaracağım. Çok da iddialıyım bu arada. Siz bana destek olursunuz veya olmazsınız ben bunu başaracağım. Yani bir tasarım ekolü çıkaracağım diyorum. Bu benim en büyük hedeflerimden bir tanesi. Ölmeden de bunu başaracağım. Aynı fikir etrafında toplanmış binlerce insan istiyorum çevremde. Ancak 10 kişiyi dahi yönetemiyorum. Sorun bende mi?

Ülkeden Kaçma Fikrini Artık Bırakın!

Türkiye’yi güzelleştirmek yerine güzel bir yere gitmek ne kadar da kolay değil mi? Herkes kendi çevresini iyi etmeyi bilmeli.

Sanat çiçektir. Hayat yeşil bir yapraktır. Her sanatçı, çiçeğini güzelleştirmeye; dünyayı yaşamın kendisinden daha değerli, daha güzel, daha kalıcı şeylerin var olabileceğine ikna edecek bir şey yapmaya çalışsın." -C.R. MACKINTOSH, 1902

Çok etkilendiğim bir isim olan Mackintosh’da bu fikirdeydi. Bizler çevremizi iyi etmeyi bilmek zorundayız. Kendimizden başlayalım değişmeye ve dünyayı değiştirelim. Bunu başarabileceğimize inanıyorum. İlk yapmamız gereken şey; İNANMAKTIR. Benim ekibim bana inanmıyor. Benim ideallerim etrafımda toplanmıyor. Ben de benim fikirlerime inanan kişileri toplamaya devam edeceğim. Aynı fikir etrafında üretim yapabileceğimiz insanlar olması için çalışmaya devam edeceğim.

Yönetimle ilgili, birlikte çalışmakla ilgili daha söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Ama benim çıkmam gerekiyor. Bu yazıyı yarıda kesiyorum. Yarın belki de önemli başka bir yazı yazarım. Atatürk’ün düşüncelerini yaşatacağımız bir ülke olması dileğiyle. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! YAŞASIN CUMHURİYET!

Yazı Özeti

  1. Yazı, 28 Ekim 2023 tarihini Cumhuriyet’in 100. yıl dönemi olarak tanımlar ve bu tarihin önemini vurgular.
  2. Mustafa Kemal Atatürk’ün ideallerine olan saygı ve Türkiye’nin bu ideallere ne kadar yaklaşamadığını düşünme teması belirginleştirilir.
  3. Kolektif çalışmanın önemi üzerinde durulur ve gençlerin, ülke sorunlarını çözmek için bir araya gelmesi gerektiği ifade edilir.
  4. Grup projeleri ve işbirliğine dair örnekler sunularak bu konunun önemine dikkat çekilir.
  5. Türkiye’yi güzelleştirmenin, kişisel çevre düzenlemeleriyle başladığına dair bir çağrı yapılır.
  6. İnanç ve ideallerin önemi vurgulanır ve okuyucular, bu ideallere bağlı kalarak toplumsal değişim sağlama konusunda düşünmeye teşvik edilir.

Sonraki yazımı 1 Kasım Çarşamba günü yayınlayacağım.

Hoşça Kalın.