Sevgili okurum,

15 Kasım Çarşamba gününden merhaba. Bugünlerde Piyon’un yeni sayısı çıkacak ve önemli bir makale için düşünmeye devam ediyorum. Bu makale için aylardır düşünüyorum, bugün bu makaleyi tamamlarsam çok iyi olacak. “Türkiye’den Bauhaus Çıkarmak” üzerine bir yazı olacak. Yıllardır bunun hayaliyle yatıp kalkıyorum, bir gün gerçekleşir mi? Neden olmasın. Yaşayıp birlikte göreceğiz. Bugün bir başka düşüncem olan 100 bin saat kuralı üzerine yazı yazmak istiyorum. Keyifle okuyunuz.

Bu düşüncemi tamamen yapay zeka ile birlikte geliştirdim. 10 bin saat kuralını duymuşsunuzdur. Bir işte başarılı olmak için 10 bin saat üzerine çalışmanız gerekiyor. Bu belki eskiden geçerli olabilirdi ancak günümüzde bir alanda iyi olmak için 10 bin saate pek de gerekli olmadığını düşünüyorum. Artık becerileri geliştirmeniz için o kadar da vakit harcamanıza gerek yoktur. Onun yerine yetenek istifleme üzerine çalışabilirsiniz. Bir başka yazımda buna değineceğim.

10 Bin Saat Kuralı Nedir?

10.000 saat kuralı, herhangi bir alanda uzman olmak için on bin saat bilinçli pratik yapılması gerektiği fikrinin popülerleştirilmiş bir versiyonudur. Bu fikir ilk olarak Berlin Müzik Akademisi’ndeki kemancıları inceleyen psikolog Anders Ericsson tarafından ortaya atılmıştır. Ericsson, en başarılı kemancıların hepsinin en az 10.000 saat pratik yaptığını tespit etmiştir. 1990’ların başında araştırmacı K. Anders Ericsson tarafından “Uzman Performansının Edinilmesinde Kasıtlı Uygulamanın Rolü” başlıklı bir makalede ortaya atılmıştır.

Malcolm Gladwell 10.000 saat kuralını 2008 tarihli Outliers adlı kitabında popülerleştirmiştir. Gladwell kitabında bu kuralın sadece pratik yapmak için harcanan süreyle ilgili olmadığını, aynı zamanda pratiğin kalitesiyle de ilgili olduğunu savunmuştur. En başarılı insanların, zayıf yönlerine odaklanarak ve bunları geliştirmeye çalışarak bilinçli bir şekilde pratik yapanlar olduğunu savunmuştur.

10.000 saat kuralı bazıları tarafından çok basit olduğu için eleştirilmiştir. Yetenek, motivasyon ve fırsat gibi başarıya katkıda bulunan diğer faktörleri dikkate almadığını savunmaktadırlar. Bununla birlikte, kural, mükemmelliğe nasıl ulaşılacağını anlamak için bir çerçeve sağladığı için başkaları tarafından da övülmüştür.

10.000 saat kuralı doğru olsun ya da olmasın, herhangi bir alanda başarıya ulaşmak için kasıtlı uygulamanın önemli olduğu açıktır. Bir konuda iyi olmak istiyorsanız, pratik yapmak için zaman ve çaba harcamaya istekli olmanız gerekir.

10 Bin Saat Kuralı Değil. 100 Bin Saat Kuralı

Ben 10 bin saat kuralının doğru olmadığını düşünüyorum. Önemli olan insanlara değer katmak olduğunu ifade ediyorum. Bunun için de insanlığa 100 bin saat değer sunma fikrini savunuyorum. Düşünsenize, fabrikadaki bir işçi de günde 10 saat çalışıyor ve 50-60’lı yaşlarına kadar tek sahip olduğu şey emeklilik ve asgari ücret olmuş oluyor? Neden böyle, o da uzman değil mi? Başarılı olmak için kendi kaynaklarımızla başka insanlara bile isteye değer katmamız gerekiyor. Diyelim ki fabrikada CNC operatörüsünüz. Fabrikada hisseniz yok ve tek aldığınız şey maaştır. Oysaki benim düşünceme göre o hissenin de sahibi siz olmalısınız. (Burada işçilerin firmadan hisse alması gerektiği düşüncesini savunmuyorum.) Yani yapılan emek size gelmelidir ve 100 bin saati bu şekilde tamamlamalısınız yoksa bir çalışan olarak maaştan ötesini alamayacaksınız. Bundan kaçış yolu nedir? Kaynağın size ait olduğu bir hedef belirlemeniz önemlidir. Küçük ölçekli ürünler üreten butik bir seramik ustası olduğunuzu düşündüğümüzde kendi değerinizi kendiniz yaratmış olacaksınız. Bu oldukça değerlidir.

Kısaca, akan çeşmenin başındaki siz misiniz? Bu önemli bir sorudur. Kendinizi çeşmenin başına geçirmelisiniz. Ben hayatım boyunca çok proje üretmiş bir insanım. Ancak neden halen başarılı olamadım? Çeşmenin başında ben olduğum halde çeşmeden kovulduğum projeler bile oldu. Bu sizde olmasın derim, insana acı veriyor ve bir şeyleri daha iyi öğretmeyi sağlıyor. Artık tüm projelerimde: bu bir Atahan Göktürk Güner projesidir diyorum ve bunu prensip edindim. Siz de bu şekilde çalışmanız gerektiğine inanıyorum. Çeşmenin başına siz geçin ve hak ettiğiniz değeri alın! Başka yolu yoktur. Buna pek çok insan tepki gösterebilir (Piyon’da bunu çok yaşadım. Bir ekip var ve ekip dahil olmak üzere tüm projeleri ben yönetiyorum. Bunun karşılığında da çeşmede ben duruyorum ve kimseyi çeşmeye yaklaştırmıyorum.) bu düşüncelere aldırış etmemenizi öneririm. Çok isteyen kendi çeşmesini bulsun ama kimse benim çeşmeme karışmasın!

Şimdi size 100 bin saat fikrini daha net anlatacağım. İnsanlara 100 bin saat değer verme fikrini sürekli geliştiriyorum, belki de ileride bir kitap olur, belli mi olur 😊

Başarıyı Belirleyen Faktör:

100 Bin Saat Kuralı

Başarı kavramı, insanların hayatlarında önemli bir yer tutar ve her birey farklı alanlarda başarılı olma hedefiyle yola çıkar. Ancak başarıyı belirleyen faktörler nelerdir ve neye dayanarak bir birey kendini gerçekten başarılı hissedebilir? Bu soruları ele alırken, bireylerin topluma ne kadar süre ve hangi tür değerler kattığı üzerinde düşünmek önemlidir. İşte bu noktada, “100 bin saatlik değer katma” düşüncesi devreye giriyor.

100 Bin Saatlik Değer Katma Kavramı

Başarı, sadece kişisel kazançla değil, topluma sağlanan fayda ve değerle de ölçülür. Bu değeri sembolik bir ifadeyle ifade etmek ve başarıyı daha geniş bir perspektifte ele almak mümkündür. “100 bin saatlik değer katma” düşüncesi, insanların hayatına bu kadar uzun bir süre boyunca ne tür etkiler ve değerler sağladığını düşünmek anlamına gelir.

Piyon Dergi: Her Sayıda 10 Bin Dakika Değer

Bu düşünceyi somutlaştırmak için, bir örnek sunalım: Piyon Dergi. Her sayısını binlerce kişi okuyor ve her bir kişi, sayı başına ortalama 10 dakika harcıyor. Başta sadece birkaç dakika gibi görünen bu süre, binlerce kişi tarafından toplamda 100 bin dakika (yaklaşık 1,667 saat) değer katmayı ifade eder. Derginin tasarım, içerik ve konuları sayesinde insanlar yeni fikirler edinir, ilham alır ve belki de kendi projelerini geliştirir.

Piyon Akademi: 10 Bin Saatte 500 Bin Lira

Bir başka örneğimiz de Piyon Akademi. Bin kişi, 10 saatlik bir eğitimi satın alarak toplamda 10 bin saatlik bir etkileşim yaratmış olur. Bu eğitim, insanların becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur ve belki de yeni kariyer yollarını açar. Eğitim başına 500 lira alsanız, bin kişi ile 500 bin lira kazanmış olursunuz. Bu, sadece maddi kazançla değil, sağladığınız değer ve fayda ile de ölçülebilir bir başarıdır.

Başarı ve Topluma Katkı Dengesi

Sonuç olarak, “100 bin saatlik değer katma” düşüncesi, başarıyı daha geniş bir perspektiften değerlendirmek adına ilginç bir yaklaşımdır. Sembolik bir ifade olmasına rağmen, insanların hayatına bu kadar uzun bir süre boyunca değer katmanın ne kadar anlamlı olduğunu hatırlatır. Başarı, sadece kendi kazancımızla değil, topluma sağladığımız etki ve değerle de ölçülür. Bu nedenle, her adımımızın ve çabamızın topluma nasıl bir etki yarattığını düşünerek yolculuğumuza devam etmek, uzun vadeli başarıya ulaşmamızı destekleyen bir perspektif sunar.

Yazı Özeti:

  1. 10 Bin Saat Kuralı Nedir?
    • Anders Ericsson ve Malcolm Gladwell’un 10 Bin Saat Kuralı tanımı.
    • Eleştiriler ve kuralın sınırlamaları.
  2. 10 Bin Saat Kuralı Değil. 100 Bin Saat Kuralı
    • Kişisel görüş: Değer katmanın önemi.
    • İnsanlara 100 bin saat değer sunmanın fikri.
    • Çalışmanın ve emeğin kişiye geri dönmesi.
  3. Başarıyı Belirleyen Faktör: 100 Bin Saat Kuralı
    • Başarıyı geniş bir perspektifte değerlendirmek.
    • “100 bin saatlik değer katma” kavramı ve sembolik ifadesi.
  4. Piyon Dergi ve Piyon Akademi Örnekleri:
    • Piyon Dergi ve Piyon Akademi’nin 100 bin saatlik değer katma örnekleri.
    • Topluma sağlanan fayda ve değer.
  5. Başarı ve Topluma Katkı Dengesi:
    • Başarı sadece kişisel kazançla değil, topluma katılan değerle ölçülür.
    • Her adımın topluma ne kadar süre ve değer kattığı düşünülerek hareket etmek.
  6. Sonuç:
    • Çeşmenin başında olmanın önemi vurgulanıyor.
    • Değer üretme ve insanlara değer sunma üzerine odaklanmanın uzun vadeli başarıyı destekleyeceği düşünülüyor.

Son Sözlerim

Çeşmenin başına siz geçin, üretimlerinizi bu şekilde yapmanız önemlidir. Değer üretin ve bu değeri insanlara sunun. 100 bin saatlik değeri insanlara sunduğunuzda gerçekten başarılı olacağınıza inanıyorum. Bu şekilde düşünüyorum ve başkalarına değer sunmayı önemli buluyorum, umarım yazım sizin için de değerli olmuştur. Bu düşünce çok çeşitlenebilir ve farklı meslek dallarında da söylenebilir. Siz de yorum olarak değer sunarsanız çok memnun olurum. Sonraki yazımı 18 Kasım Cumartesi günü yazacağım.

Hoşça kalın.